18 Haziran 2009 Perşembe

Danirmarka'dan adam çıkmaz


Hayır çıkmaz.....
İskandinavlardan ağzımın payını almadım alamadım...Tamam oturdu mideme.

İlgisizler, kabalar, full time sarhoşlar, kötü giyiniyorlar,
kötü besleniyorlar, köylüler.

İngilizcede peasant, primitive diye tabir ettiğimiz adamlar bunlar. (biz ingilizler kendi aramızda öyle konusuruz. "oh may gat "ya da "veri vell " deriz. kibar olmak istersek tenk yu veri maç bile dediğimiz olur. )

Bunların ataları vikingler dedikleri, kafalarında boynuz olan korsanlarmış meğer.
Aslında tepelerinde boynuz değil kanat varmış, öyle iddia ediyorlar. Genelde boynuz takmayı sevdiklerinden herhalde....Kendileri de boynuzlu resmedilmiş.

Soğuktan ve 6 ay k
aranlıktan hepsi sıyırmış bunların. Kendilerini içmeye vermişler. Bunların Norveçi İzlandası yine daha ayık kalmış, AB ye girmemiş falan. Politika bile yapmaktalar iken Danimarka dediğimiz batakhane içlerinde en rezilidir.

Shakespeare daha sene 1599 iken anlamış bunların ne mal olduğunu. Hamlet denen eseri d
e bu nedenle Danimarka krallığında geçirmiş. Kralın karısının kardeşiyle fingirdemesi sonrası dellenen Hamlet adı genci anlatmaktadır bilindiği üzere. Ensestinden tut intikamına kadar her gün antin kuntin (Türkçesi entrika, neresi Türkçe ise artık o kelimenin) Orda aklı selim bi Horatio var. Onun da sakalı yok diye midir nedir lafı dinlenmez, şamar oğlanı gibi dolanır durur.

Bu İskandinavların adam olmadığı bayaklarından da bellidir. Bi tane haçı biri tutmuş, hepsi rengini değiştirmiş, sağa koymuş, sola koymuş bayrak diye asmışlar tepelerine. Az yaratıcı olun ya. Yok...

Bi de Kopenhag kriterleri icad oldu. Bu da tamamen bizi dürtmeye yönelik dış mihrakların oyunundan başkaca birşey değil korkarım.Misal ben, tüm kriterleri karşılıyorum ama almıyolar birliğe. Haçlı bunlar haçlı.... gavurlar ondan almazlar.

Danimarkalı insanların soyadları Sorensen, Tomasson, Johanson, Mortensen, Henriksen falandır. Sığ oldukları burdan da gözlenebilir. Oysa bizde Olgun Portakal, Fenasi Kerim, Vildan Sıkoçbıraty, Nihat Sienentürk, Ayşe Kutukola gibi ne denli yaratıcı isimler vardır....

Lars Von Trier gibi sıyırmış bi de yönetmenleri vardır. Dogville , Manderlay, Five Obstructions gibi filmlerle beynimizi yormuş, Idiots ve Breaking the Waves ile ahlakımızı bozmuş, Epidemic ve Dancer in the Dark ile hepimizi intihar seviyesine getirmiş ahlaksız edepsiz laftan anlamazın tekidir bu adam..

Viggo Mortensen denen rezil adam, Aragorn rolü ile karşımıza çıkıp ağzımızın suyunun akmasına neden olmuş ise de, hemen akabinde Hidalgo'da kendisinin nasıl çirkin, töbe tanrıma, sıçan suratlı olduğunu göstermiştir.

Ben bu ırktan kimseleri görmek istemem. Finlandiyası, Danimarkası, Norveci hepsi batsın sulara gömülsün.

Sarışın, mavi gözlü, uzun boylu, son derece fit, esprili, takıntısız ve komplekssiz erkeğe erkek demem ben!!!!Hiç aşık olmadım olmam da bunlaran birine.

bitti bu kadar, dağılın...........sinirim bozuldu yine



17 Haziran 2009 Çarşamba

teletabiler ya da orcinal diliylen: teletubbies

Bi gün herkes teletabi olacak....

Karnımızdan televizyon çıksın diye demiyorum. ,Cinsel uzuvlarımız olmasın, cinsel kimlikti, tacizdi, bunalımdı, gerilimdi olmasın değil kaygım. Kocaman göbeğimiz olsun, yaz geldi eywah kilo vermeliyim ya da dip boyam geldi, kaşım çıktı, sire gitmeliyimlerden ari bi hayat özlemi de değil asıl mesele..

Küçük, kısa, sisman ve üstüne üstlük renkli 3 arkadaşıyla bir ömür lala haha hohoo diye kendi ekseni etrafında dönmek bence çok ideal bir hayat tarzı. Bi de kafalarından yuvarlaklar antenler , boynuzlar çıkıyor....

Nedir teletabi? Dipsy, Laa-Laa, Po ve Tinky Winky'den oluşan bir rock efsanesidir. Deep Purple ile Pink Floyd'dan ayrılan elemanlar tarafınan kurulmuş olduğu için renk renktir. Enstrümanlarını kafalarında taşırlar. Dipsy solistleridir, kafasındaki boynuz aslında mikrofon işlevini görmektedir. Dennis Rodman ile yaşadığı fırtınalı beraberlik sonrasında boynuzun kafasında vücut bulduğu iddia edilmişse de, hiçbir zaman kanıtlanamamıştır. Dennis Rodman yağtığı basın açıklamasında iddialarır reddetmiş ancak teletubbies hayranı olduğunu saklamamıştır.

Teletubbies 1997 senesinde Anne Wood isimli, şizofreni başlangıcı olduğunu tahmin ettiğim bir şahıs tarafından icad edilmiştir. Söz gümüş ise suküt altındır gibi bir felsefeyi benimsedikleri söylenemez. Konuşmaksızın anlaştıkları doğrudur ancak, bu bir Kim Ki Dük filmi edasında değildir. Konuşmasalarda sürekli bir nümayiş bir feveran içindelerdir. Eskiden bizim apartmanda da bi kız vardı, ben gerizekalı olduğundan şüphe ederdim ama pedagog "tembel" teşhisi koydu. O kızda da teleabi ruhu varmıi meğer. Konuşamıyordu ancak çıkardığı "non verbal" tabir edilen ses, hırıltı ve iniltilerle beni birden çok kez intihara meyletmişliği vardır.

Çeşitli ritüelleri vardı
r teletabilerin. Bu bağlamda biraz komun yaşamı benimsemişlerdir. Karşıdan bakıldığında kendi halinde yaşayan sevimli minnoşlar gibi gözükmektelerdir.

Bence bu teletubbies 0-1 yaş arası çocukların Beatles'i John Lennon'u. Çocuklara anarşizm aşılamakta, minik bünyeleri yavaşan zehirlemekte. Nasıl mı?

  1. Teletubbies renkleri rainbow flag ile aynıdır.bayrakta 8 renk var ancak, teletabiler de bu tonların en belirginleri. Neden Pembe mavi sarı ve yeşil değiller_? Neden Mor SArı Yeşil ve kırmızı???

  1. Tinky Winky nin cinsel kimliğine dair spekülasyonlar var. Size ne ya? diğerlerinin 30santim penisleri, devasa testisleri vardı, sharon stone'nin basic instinct de yaptığı gibi bacak bacak üstüne atarken vajinalarını gördük, hepsi heterosexuel, uzun süreli ve SEVİYELİ ilişkileri vardı da Tinky Winky mi şaibeliydi?Bu kargaşaya 1.5 yaşında düştüğünüzü düşünsenize....Allah Muhafaza (müdürlüğü)
  2. SARILALIM SIKI SIKI ile verilmek istenen mesaj neydi? Yani sadece sarılalım cinsel içerikten uzak duralım mı? Yoksa gizliden bir sevişme mesajı mı? sevgi dolu olmak dostluk ve kardeşlik mi? Neden sarılıyoruz sıkı sıkı?? Bi muamma bi kördüğüm.
  3. Yaşı daha ileri olan teletabi hayranları, bu tv show unun psychedelic connotations yani psikedelik çağrışımlara yol açtığını iddia etmiş. Psikedelik dedikleri: Duyarlığın artışı ve değişiklikleri, halüsinasyonlar ve mizaç değişikliklerini (öfori ya da depresyon) içeren zihni (mental) durumlara özellikle bazı halüsinojen ilaçlar (LSD, meskalin, v. b) tarafından oluşturulan psişik fenomenlere verilen ad.

E oha ama artık....

Teletabiler meskalinmiş meğer.............
İkna olmadım değil. Durduk yerde sallanan, Gereksiz bir mutluluğa gark olmuş, gel gel opüjeeeemm kafasını aşmıs sarılma safhasına terfi etmiş, lala ihihihihih diye dönen 3 şey! Buna da ikna olmadıysanız teletubbies başladığından nefes dahi almadan izleyen 2 yaşında kaç çocuk gördügünüzü düşünün. Dizinin ilerleyen dakikalarında alkışlayıp ayağa kalkıp dans etmeye başladıklarını da gördüm. Önceleri İgiliz çocuklarının angutluğuna verdim ama değil.




görüldüğü üzere, anarşi, kaos, uyuşturucu ve homoseksüellik içerikli, yeni jenerasyonu bambaşka bir hippie kolonisine dönüstürme alt metinleri ile dolu bir beyin yıkama metodudur teletabiler...

Peki sevmeyelim mi? izlemeyelim hatta izletmeyelim Taksim meydanına Kızılaya ellerimizde pankartlarla yürüyelim mi???

HAAAAAAAAAAAAAAAAYIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIR
BEN DİYORUM Kİ;


Teletabi olsam, karnımdan tv kafamdan halka çıksa, mor olsam yeşil olsam, kafam 24 saat 7 gün 12 ay güzel olsa, lala desem eksenimde ve diğer 3 teletabinin ekseninde dönsem..............

Herkes benim gibi olsa, yaşasa..


Bana hayalperest diyebilirsiniz, ama yalnızca ben değilim....
Umarım sen de bir gün bize katılırsın
ve dünya kocaman bir tubbieland olur............
hayal et...................(imagine)